Akciğerin travmatik hastalıkları

Akciğerin travmatik hastalıkları

HEMOTORAKS (Göğüs Kafesi Boşluğunda Kan Birikmesi)
Tanım: Göğüs duvarıyla ak­ciğerler arasındaki boşluk olan plevra boşluğunda kan bulunması ya da toplanmasıdır.
Nedeni: Delici ve kesici alet yaralanmaları, habis tümör­ler, ender olarak kan kanseridir. Göğüs duvarını kaplayan plevra zarıyla, akci­ğeri örten plevra zarı arasında oluşmuş yapışıklıkların yırtılması sonucu, kendi­liğinden de ortaya çıkabilir.
Belirtileri: Hemotoraks, bir yara­lanma sonucu oluşmuşsa, ağrı, şok, so­lunum darlığı, göğüs duvarındaki yara­nın büyüklüğü ve ağırlığından beklen­meyecek kadar fazladır. Kanamanın şid­detine göre, belirtilerin ortaya çıkması, yavaş ya da hızlı olur ve yavaş oluşan bir hemotoraks'ta, hastada, artan ağrı ve solunum darlığı ile birlikte, ateş ve hız­lanan nabız da görülür. Kanın diyaframı tahriş etmesi (irritasyon) halinde karnın üst bölü­münde ağrı olabilir.
Tedavi: Fazla kan kaybında, kan nak­li (transfüzyon) gerekir ve plevra boşluğundaki kan, geniş delikli bir iğneyle ya da göğüs tüpü denilen plastik borucuklar (yaklaşık 1 cm çapında) ile yerel anestezi (uyuşturma) yardımıyla çe­kilir (aspire edilir) ve boşaltılır. Kanamanın durmadığı hallerde, bir göğüs cerrahının, göğüs kafesini açıp kaburgalar arasından göğüs boşluğuna girerek kanayan odakları bularak kanamayı usulune uygun bir şekilde durdurması gerekir.
Pnömotoraks neden gelişir?
Pnömotoraks çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Genellikle bir anda oluşur (spontane - kendiliğinden).
- Bazı kişilerde, özellikle amfizem ya da astım olanlann akciğerlerin dış kısmında, büyük salkım ölçüsünde hava keseciği (bleb - kabarcık da denir) vardır. Bu kesecikler patlarsa, plevral boşluğa hava kaçar ve pnömotoraksa yol açar.
- Zayıf olan gençler (astenik yapılı olanlar) spontan pnömotoraksa daha elverişlidirler ve erkekler, kadın­lardan daha hassastırlar.
- Spontan pnömotoraks, amfizemin, astımın, kistik fibrozun veya tüberkülozun bir komplikasyonu olarak da ortaya çıkabilir.
- Bir yanıyla bronşa açılmış olan bir akciğer apsesi veya kaverni (akciğerin kendi dokusu içinde sınırlı boşluk) diğer yanıyla da plevra boşluğuna açılırsa pnömotoraks oluşur. Bu olaya “Bronkoplevral fistül” denilmektedir.
- Akciğerdeki bazı hava keseciklerinin (bül, bleb) plevra boşluğuna doğru patlamaları da pnömotoraksa neden olmaktadır.
- Göğüse gelen delici darbeler nedeniyle plevra boşluğu ile atmosfer arasında bir bağlantının kurulması ve böylece plevra boşluğuna hava sızması pnömotoraksa neden olur.
Pnömotoraks nasıl ilerler? Klinikte neler yaşanır?
- Hangi taraftaki plevraya hava birikirse biriken bu havanın basıncı ile o taraftaki akciğerler yeterince şişemez, dolayısıyla sönmeye başlarlar.
- Bu durum o taraftaki akciğerin yavaş yavaş solunum olayının dışında kalmasına neden olur.
- Pnömotoraksın belirtileri, olayın gelişme hızına ve büyüklüğüne göre hafif belirtilerden, hayatı tehdit eden şok tablosuna kadar değişen bir spektrum içinde çeşitli belirtilere neden olur.
Pnömotoraksta şikayetler nelerdir?
- Aniden oluşan şiddetli bir göğüs ağrısı, nefes darlığı ve öksürük genellikle en erken rastlanan belirtilerdir.
- Ağrı omuza veya karma vurabilir. Fakat genellikle olayın meydana geldiği göğüs bölgesindedir.
Pnömotoraks yavaş gelişiyorsa veya biriken hava miktarı az ise belirtiler çok hafif olabilir.
Pnömotoraksın TEDAVİ nasıl yapılır?
- Hafif bir pnömotoraks olayında özel bir tedaviye gerek yoktur. Birikmiş olan hava kendiliğinden zaman içinde emilerek kaybolur.
- Fakat biriken hava fazlaysa bu durumda özel drenaj yöntemleriyle boşaltılması gerekmektedir; göğüs tüpü veya ince bir kateter kullanılarak.
- Bu arada pnömotoraksi yaratan nedene yönelik girişimler de gereklidir.
- Bir pnömotoraks vakası yaşadıysanız, bir sonraki için yüksek risk altındasınız (genellikle 2. nükste cerrahi müdahale endikasyonu vardır*). Açık cerrahi ya da kapalı - endoskopik cerrahi müdahale yapılır.
Tedavideki genel amaçlar:
1- Plevral boşluktaki havanın boşaltılması ile pnömotoraks alanının ortadan kaldırılması
2- Hava kaçağının kontrolü
3- Nüks ihtimalinin azaltılması
Pnömotoraks tedavisinde uygulanan yöntemler;
1- Gözlem
2- İğne Aspirasyonu
3- Tüp Torakostomi (Kapalı Su Altı Drenajı)
4- Torakotomi
5- Torakoskopik Cerrahi (VATS)
C - Tüp Torakostomi (Kapalı Su Altı Drenajı): Pnömotoraksların tedavisinde en sık kullanılan yöntem olup orta derece ve büyük pnömotorakslarda, travmatik pnömotorakslarda, altta yatan bir hastalığın varlığında seçilecek tedavi tüp torakostomidir. Bu sayede plevra boşluğundaki hava kısa sürede boşaltılarak akciğerin yeniden açılması sağlanır.
Tüp torakostomi sonrasında hastaların çoğunda akciğer hızla açılmakta ve 48 saatten daha kısa bir süre içerisinde hava kaçağı durmaktadır.
D - Cerrahi --- Torakotomi (Açık cerrahi) VATS (Video yardımlı göğüs cerrahisi - kapalı cerrahi): "Pnömotorakslı hastalarda cerrahi operasyon gereken durumlar":
- Uzamış Hava Kaçağı (>7 gün)
- Tekrarlayan Pnömotoraks
- İki taraflı Pnömotoraks
- Diğer Akciğerde Pnömotoraks Hikayesi Olan Hastada İlk Atak
- Pnömonektomili Bir Hastada İlk Atak
- Mesleki Tehlikeye Maruz Kalanlarda İlk Atak
- Pilotlar
- Dalgıçlar
- Sağlık Merkezine Uzak Kırsal Alanda Yaşayanlarda İlk Atakta
Gerek torakotomi ve gerekse VATS (Video Yardımlı Göğüs Cerrahisi) ile; Bül ve bleb diye adlandırılan plevra altındaki hava keseciklerinin çıkartılması, plörodez (akciğer zarlarının kimyasal bir sıvı ile yapıştırılması işlemi), ve gerekli durumlarda akciğerin bir kısmının cerrahi ile çıkartılması işlemi (wedge, segmentektomi, lobektomi) uygulanabilir.

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Erkan Yıldırım

Doç. Dr. Erkan Yıldırım lise öğreniminin ardından1992 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden başarı ile mezun olarak tıp doktoru unvanını almıştır. Uzmanlığını Ankara Senatoryum Hastanesi'nde tamamlamıştır. 1993 yılında pratisyen hekimlik hizmetini Denizli’de tamamlamıştır. 2000 yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Kliniği’nde uzman olarak göreve başlamış olup aynı hastanede 2001 yılında başasistan (kıdemli uzman) olmuştur. Gözlemci uzman göğüs cerrahı olarak 2002 yılında Zürih Üniversitesi’nde (İsviçre), 2004 yılında Toronto Üniversitesi’nde (Kanada), 2008 yılında Leuven Üniversitesi’nde (Belçika’da) ve Kasım 2012 yılında Kyoto Univesitesi’nde (Japonya) çalışmıştır. 2002 yılında Avrupa Göğüs Cerrahisi Birliği’nin (ESTS), 10. Kongresinde yapılan Göğüs Cerrahisi’nde Avrupa Yeterlilik Sınavı’nda (E ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
instagram
youtube
Etiketler
Hemotoraks
Doç. Dr. Erkan Yıldırım
Doç. Dr. Erkan Yıldırım
İstanbul - Göğüs Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube