Hareketsizlik sağlıklı bireyler için ciddi problemlere neden olabilecek ve kesinlikle kaçınılması gereken bir durumdur,felç yada diğer hastalıklar sonucu yatan hastalar için ise hayati derecede önemlidir. Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere vücüdu bir bütün olarak değerlendirip bu prensipten ayrılmayarak tedaviyi takip etmeliyiz.
Bu bağlamda yatan hastalar için verilebilecek en güzel örnek uygulanan medikal tedavinin ne kadar etkili olacağı konusunda dolaşımın üzerinde durmak olur; burda dolaşımdan kasıt elbette damarsal dolaşımıdır, medikal tedavide hekim tarafından verilmiş olan ilaçları gerekli dokulara taşıyacak olan dolaşım sistemimizin fonksiyonel durumda olması çok önemlidir.
Türkiye koşullarında henüz yaygınlaşıyor olsada yoğun bakım ünitelerinde fizyoterapi hizmeti verilmeye başlanmıştır,aynı prensip tüm yatan hastalar için geçerlidir. Uygulanan fizyoterapi yöntemleriyle elzem olan dolaşım sistemini faal tutmanın yanı sıra hastada oluşabilecek eklem kısıtlılıkları ve yatak yarası oluşmasınında önüne geçilmiş olunur. Gün içerisinde belli periyotlarla hastanın (eğer mümkünse) ayağa kaldırılması da yine beden fonksiyonlarının çalışması açısından oldukça önemlidir(kan basıncının,solunumun düzenlenmesi,iç organların fonksiyonunun devamlılığı, hastanın algı düzeyinin maksimum düzeyde kalmasının sağlanması ,yatış süresinin sonlanması sonrası aktif hayata dönüşün kolaylaşması vs amacıyla).
Tüm bu çalışmalar bir Fizyoterapist eşliğinde yapılmalıdır, fizyoterapist uygun görürse tedaviye destek olunması amacıyla hasta yakınlarının uygulayabileceği bir egzersiz programı düzenleyerek reçete edebilir. Yapılan akademik çalışmalar yatan hastalarda uygulanan fizik tedavi yöntemlerinin, ilaç tedavisinin etkinliğini arttırdığını ve hastanın yatış sürecini azalttığı göstermektedir.