Yara, genellikle “normal deri bütünlüğünün ortadan kalkması” olarak tanımlanır. Cildi ve/veya mukozayı oluşturan yapıların travma, cerrahi girişim ya da hastalıklar gibi farklı nedenlerle bütünlüğünün bozulması ya da kaybı ile var olan fizyolojik özelliklerinin geçici veya tamamen kaybolmasına “yara” denir. Tüm hayat formları travma sonucu bütünlükleri bozulduğunda, bakteri girişini engellemek, sıvı kaybını önlemek ve temel amaç olan yaşamı devam ettirmek için mümkün olduğunca kısa sürede yapıların bütünlüğünü sağlamaya yönelik bir süreç başlatırlar. Bu süreç, yara iyileşmesi olarak adlandırılır. Yara iyileşmesi, düzenli, sıralı hücresel ve biyokimyasal olayların yeni doku oluşumu ile sonuçlanmasıdır. Bu kaskad hemostaz ile başlar, travma öncesi durumu yakalamaya çalışan “remodelling” ile sonlanır.
Cilt skarları yani yara izleri klinikte sıkça karşılaşılan sorunlardan biridir. Yara iyileşmesi ve özellikle remodelling olarak adlandırılan yeniden şekillenme fazının henüz tam olarak açıklığa kavuşturulamamış komplike yapısı nedeniyle, farklı değişkenlerin sayısız aşamadaki etkilerinin sonucu olarak değişik tiplerde skarlar gelişir, ve ne yazık ki tıp hala bu komplike süreci durdurmakta zorlanmaktadır.
Yara izleri ve keloidlerin tedavisinde estetik cerrahi alanında birçok farklı teknik kullanılmıştır. Son iki dekadda tanımlanan tekniklerin birçoğu geniş kullanım alanları bulmuştur fakat çok azı prospektif çalışmalarla ve kontrol grupları ile desteklenmiştir. Hatta pek çok tekniğin güvenlik sınırlarına ilişkin bilgi eksiktir. Kısa süreli takipler ve küçük ölçekli çalışmalarla desteklenen ve pratik hayatta yer bulan uygulamaların uzun dönem sonuçlarını irdeleyen geniş populasyonlar üzerinde çok az çalışma yapılmıştır. Etkinliği değerlendirecek objektif kriterler kısıtlıdır. Tüm bu nedenlerden dolayı cilt skarlarının tedavi protokolleri ve başarısı bilimsel kanıtlara dayalı etkin tekniklerden ziyade, uygulayıcının tecrübesine dayanmaktadır. Fizyopatolojisi günümüzde kesinleşmeyen, kozmetik ve fonksiyonel klinik sorunlarla karşımıza çıkan bu patolojileri çözmek için de aynı sebeple birçok tedavi protokolü tanımlanmış fakat hiçbiri tek başına sorunu çözmede etkin olamamıştır.
Cerrahi
Steroid Enjeksiyonları
Silikon
Bası Tedavisi
Radyoterapi
Lazer
Kriyoterapi
Imiquimod, retinoik asit, interferon vb.
Yara izleri tedavisi ve hipertrofik skar