Stres ve akupunktur

Stres ve akupunktur

STRESLİ BİR HAYAT

Bir kış sabahı zorla kalktınız; soğuk, yağmurlu karanlık bir hava yüzünüzü yıkamak için musluğu açtınız sular akmıyor. Canınız sıkılır.

İşinize gitmek için otobüs durağındasınız binmeniz gereken otobüs geldi ama tıklım tıklım şoför kapıları bile açmadı, binemediniz. Canınız sıkılır.

Bindiniz; kalabalık itiş kakış, gereksiz temas, gürültü. Canınız sıkılır.

İşinize vardınız geç veya zamanında, bütün gün kafanızı kaldırmadan çalıştınız, başınızda taktir etmekten ziyade sürekli yaptıklarınızı yetersiz bulan bir amirle. Canınız çok sıkılır.

İş bitti eve varmak 1,5- 2 saat sabahtan daha kötü kalabalık, itiş kakış, gereksiz temasa, gereksiz koku ve yorgunluk eklendi. Gün tükendi neredeyse. Canınız çok sıkılır.

Yine de eve vardınız. Sofraya oturdunuz, çocuklar gürültülü, hanım ödenemeyenlerden şikayetci, siz yorgun ve çaresizsiniz. Canınız çok çok sıkılır.

Kimi bağırıp çağırmaya başlar kızgın, korkulan baba.

Kimi hiç sesini çıkarmaz, içte birikir.

Ve günler birbirinin benzeri sürer gider.

Bu insan aklının gündelik eziyetidir. İnsan aklı bunun üstesinden gelemez.

Sabah saatin alarmı ile uyandınız. Kocanız kahvaltısını hazır istiyor uyandığında. Hazırlıyorsunuz ama teşekkür yok. Kalkıyor küfür gibi bir suratla kahvaltı edip çıkıyor. Yeniden yattınız. Uyuyamıyorsunuz 3 yıl oldu evleneli her sabah aynı durum yaşanıyor. 38 yaşında bulabildiğiniz kısmetiniz bir yıl süren nişanlılık döneminde her pazar sizi evinizden alıp kahvaltıya pikniğe götürmüştü. Şimdi bir pazarı olduğunu, zaten işte çok yorulduğunu pazar sabahı uyumak ve evde olmak istediğini söylüyor. Haklı”mı” ama 3 yıl tükendi. İşten de çalışmanı istemediği için, bir de evlenen kadın tazminatini alır diyerek ayrıldın. Aldığın tazminat eşyaydı, meşyaydı gitti. Artık iş bulmak ta zor  adama muhtaçsın. O da bunu bilerek ve sana bunu hissettirerek yaşamını sürdürüyor.

Kimi olur olmaza dırdır etmeye başlar; dırdırcı kadın.

Kimi hiç sesini çıkaramaz, içte birikir.

Ve günler birbirinin benzeri sürer gider.

Bu insan aklının gündelik eziyetidir. İnsan aklı bunun üstesinden gelemez.

Parasız yatılı sınavını kazandım. İlköğretim bitti, lise bitiyor. Önümde üniversite bir devlet üniversitesi kazanamazsam ailemin beni özel üniversiteye göndermesi mümkün değil. Çok çalışmalıyım, yoksa kazanamam. Çok çalışmalıyım ama dersane, okul, evdeki sorumluluklarım nasıl olacak. Yeterince bilgiye sahip değilim. Çok giren var, özel okullarda benden daha iyi eğitilmiş öğrenciler. Işim çok zor. Geleceğim ne olacak? Nasıl yaşayacağım? Mesleğim ne olacak? Para kazanıp kendi ayaklarımın üzerinde durabilecek miyim? Soru, soru, soru. Cevap yok. Bir de babam az çalıştığımı dalga geçtiğimi söylemiyor mu çıldırıyorum. O olsa şöyle yaparmış, o olsa böyle yaparmış. Sanki hiç genç olmamış gibi. Karşı da çıkılmıyor bağırıp çağırmaya başlıyor. Üniversiteyi kazanamazsam işportacı olurmuşum ancak. Başım çatlıyor kaç zamandır. Içim içimi yiyor ne yapacağımı bilemiyorum. Ya kazanamazsam.

Ve günler birbirinin benzeri sürer gider.

Bu insan aklının gündelik eziyetidir. İnsan aklı bunun üstesinden gelemez.

Örnek durumları çoğaltmak mümkündür.

STRES BİR ÇOK HASTALIĞIN TETİKLEYİCİSİDİR

İnsan aklının üstesinden gelemediği bu ve benzeri her sürecin sonucu ortaya çıkan hale stresli olmak, bu sürecin barındırdığı her bir olumsuzluğu stres uyaranı olarak adlandırıyoruz.

İnsan çevresinden beş duyusu ile topladığı tüm uyaranlara beyni ile bir tepki veya cevap oluşturduğu gibi stres uyaranlarının da üstesinden gelmesini sağlayacak düşünceler üretmeye çalışır. Bunu başarabilenler yaşamlarını sağlıklı sürdürme şansı bulabilirler.

Başaramayanlar ise bir süre sonra bu boğuşmadan yorgun düşerek kronik stres sonucu ortaya çıkan ve organ fonksiyon bozukluğu olarak adlandırılabilecek kabızlık, irritabl bağırsak sendromu (IBS), organik nedeni olmayan reflü özofajit, alerjik nezle, alerjik astım, ürtiker, adet düzensizliği, nedensiz infertilite, nedeni bulunamayan baş, boyun, sırt, bel ağrısı, fibromiyalji, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları ile oluşan şişmanlık veya aşırı zayıflık, kaygı bozuklukları, panic atak, zona, yüz felci, trigeminal nevralji gibi hastalıklarla karşılaşabilirler.

Bu sorunların ötesinde kişinin kendini sürekli huzursuz, mutsuz, tedirgin, öfkeli, kaygılı hissetmesi olarak tanımlayabileceğimiz sürekli aşırı stresli olma hali de başlıbaşına tedavi gerektiren bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

AKUPUNKTUR İLE STRES TEDAVİSİ

Akupunktur; insan beyninde limbik sistem olarak adlandırılan ve bir yandan stresle boğuşan ve bir yandan otonom sinir sistemi üzerinden organ fonksiyonlarımızı yöneten bölgeyi daha güçlü hale getirerek bu fonksiyonel sorunların tedavisini sağlar.

Ayrıca; stresli olma halinin üstesinden gelerek kişinin kendini daha sakin, huzurlu ve rahat hissetmesine yol açar.

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Kaya Özkuş

Prof. Dr. Kaya ÖZKUŞ, 1963 yılında İstanbul'da doğmuştur. İlkokul öğrenimini 1975 yılında Giresun Gazi Paşa İlkokulu'nda,orta öğrenimini ise 1980 yılında Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. 1986 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde eğitim görerek, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1989 yılında ise Anatomi uzmanlığını tamamladı. Akupunktur ile ilgili çalışmalarına 1991 yılında başlayanProf. Dr. Özkuş, 1992 yılında Akupunktur uygulama sertifikasını aldı ve Anatomi doçenti oldu. 1993 yılında ise Akupunktur Derneği Başkan yardımcısı seçildi. Prof. Dr. Özkuş ayrıca Kore'nin Seul kentinde yapılan WFAS Uluslararası Akupunktur Sempozyumu'na da katılmıştır. Prof. Dr.Özkuş, Türkiye'de ilk kez 30.04.1994- 21.051995 tarihleri arasında gerçekleşen ve 4 dönemden oluşan 100 saatlik teorik ve pratik akupunktur eğitim seminerlerinin or ...

Prof. Dr. Kaya Özkuş
Prof. Dr. Kaya Özkuş
İstanbul - Akupunktur
Facebook Twitter Instagram Youtube