Sevgili öfke

Sevgili öfke

Öfke tek boyutlu bir duygu değildir, tamamiyle kötü bir duygu olarak da görmememiz gerekmektedir. Öfke duygusunun merkezinde kişinin kendine gösterilmesini beklediği için başlattığı isyan vardır.’Benim önemli olduğumu anlamalısın.’saygı görmek istiyorum’.Öfke kişinin kendini korumak için duyduğu kuvvetli arzudan kaynaklanır.

Öfkelendiğimizde dışavururuz ya da vurmayız. Öfkeyi verimsiz olarak kullandığımızda bize ve karşı tarafa zarar verir. Çikolata yerken keyif alırız fakat biliriz ki çikolata kilo aldırmaktadır. Çikolatayı ne zaman ne kadar yiyeceğimizi bilirsek bizde yarattığı zararlı sonucun yani kilo almamızın biraz önüne geçebiliriz. Öfkede buna benzer. Öfkenin zarar verici sonucunu yaşamamak için zamanlama yer ve nasıl yansıtıldığı önemlidir.  Öfke çalışırken danışanlarıma soruyorum sizi en çok öfkelendiren şey nedir? İşte onlardan bazıları… Eşimin çocukların beğenmediği her huyunu bana benzetmesine çok öfkeleniyorum. Maç izlerken gol anında eşimin sallana sallana tvnin önünden geçmesine sinir oluyorum. Arkadaşım kafama vurduğunda çok öfkeleniyorum.

Dünyada 7 milyar insan yaşıyor her birine sorsak her bireyin cevabı farklı olacaktır. Ve her bir bireyin getirdiği öfke duygusunun sebebi ve altındaki diğer duygular kendine özgüdür. Öfkeyi verimsiz kullanan kişiler ya bastırılar, ya saldırgan biçimde dışa vurur ya da pasif agresif biçimde dışavururlar. Ülkemizde öfkenin en çok bastırma şeklinde kullanıldığına rastlıyoruz. Örneğin eşinin eve geç gelmesine sinirlenen bir bayan sinirlendiğini belli etmeden gülüp geçiyor, sinirlendiğini söylemeden başka konulardan konuşmaya başlıyor. Son zamanlarda çokça kullandığımız bir cümledir ‘trip atıyorsun’, ‘bana trip atma’ pasif agresif öfkenin tam karşılığıdır. Neye öfkelendiğimizi söylemek yerine küsüyoruz. Kapıları hızlı hızlı çarpıp, yüzümüzü çeviriyoruz. Saldırgan biçimde yansıtanlar ise, onları hemen fark edebiliriz sağa sola saldırıp yıkıp dökerler. Vurma, küfretme, hakaret etme biçiminde ortaya çıkıyor.

Öfkeyi kontrol altına almak; öfkelenmemek, öfkeyi alttan almak, öfkeyi unutmak, kendini ortaya koymamak değildir. Öfkelenen kişi kendine şu soruları sormalı. Öfkelendiğim kişi gerçekten karşımdaki kişi mi?  Canan teyze çocuklarının her seferinde odalarının dağınık bırakılmasına sinirleniyor. Odada eşinin çorabını gördüğünde eşine bağırıyor. Gerçekten öfke duyduğu kişi çocukları mı, yoksa eşi mi? Doğru derecede mi öfkelendim?  Canan teyze eşine bağırıyor elindeki eşyaları evin dört bir köşesine atarak küfür ediyor. Peki burada öfkeyi abartılı mı yaşadı yoksa, doğru derecede mi yaşamıştır. Doğru zamanda mı öfkelendim? Çorap iki gündür yatağının orda atılı ve Canan teyze olaydan hemen sonra değil iki gün geçtikten sonra bağırıp çağırıyor. Bu da Canan teyzenin öfkesinin ciddiye alınmamasına ve olayın tekrar etmesine neden olabilmektedir. Öfkeyi doğru kullanmanın yollarından biri doğru kişiye doğru zamanda doğru şekilde söyleyebilmektir.

Aristo der ki her hangi biri öfkelenebilir ne var ki  doğru insana, doğru derecede, doğru maksatla, doğru zamanda doğru biçimde öfkelenmek işte bu zordur.

Psikolog Sevim ÖZCAN 

EYLÜL, 2013

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Sevim Özcan

Etiketler
Öfke
Psk. Sevim Özcan
Psk. Sevim Özcan
Adana - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube