Selülit ve kozmetik uygulamalar

Selülit ve kozmetik uygulamalar

Selülit; yağ dokusunun, bağ dokusu içinde fazla miktarda yağ birikiminden kaynaklanan, özellikle de kadınların büyük bir kısmının muzdarip olduğu klinik bir durumdur. Selülit oluşumu mikrodolaşımın bozulması ve bağ dokusunun zayıflamasına bağlıdır. Selülitin belirtisi genellikle portakal kabuğu görüntüsünün oluşumudur. Selülit görüntüsünü iyileştirmek ve mikrodolaşımı arttırmak için farklı yöntemler geliştirilmektedir. 

Selülit tıbbi olarak hastalık olarak değerlendirilmemekle birlikte kozmetik açıdan önemli bir problemdir. Bu durum ergenlik dönemi sonunda oluşmaya başlayan normal fizyolojik bir durumken, kadınlar için hamilelik ve süt verme dönemlerinde artış görülen bir tablodur. Kilo alımı ile daha beligin duruma gelmekle birlikte zayıf kadınlarda da görülmektedir. Çoğunlukla kadınlarda görülmesinin nedeni dişilik hormonlarının, deri metabolizması üzerinde etkili olması sebebiyledir. Steroid sex hormonları deride, özellikle kalça ve baldırda yağ birikimine, sekonder selülit oluşumuna neden olur. Menapoz sonrası azalma ise yine bu hormonal mekanizma ile açıklanır.

Selülit bilim dünyasında ciddi bir ilgi görmemekle birlikte kadınların büyük kısmının sorunu haline gelmiştir. Bu alanda yapılan kozmetik uygulamalar, mekanizmalar tam anlaşılmadan uygulandığında başarısız tedavi şekilleri ile sonuçlanır.

Deri altı yağ dokusu hücreleri 50 mikrometre yarıçapında, içi %95 yağlı madde ile dolu hücrelerdir. Çok sayıda hormon taşıyan yağ hücreleri büyüdükçe bir araya gelen salkım görünümünde yağ loplarını oluşturur. Bunların arasında kapiller damarlar ve lenf damarları bulunur. Bu yağ hücrelerindeki büyüme ve genişleme burada yer alan damarlara baskı yaparak, sıvı geri dönüşü zayıflar ve dolaşım bozulur. Damarlardan ve lenf damarlarından sıvı doku içine kaçarak ödem oluşturur. Tedavide amaçlanan lipoliz işlemi trigliseritlerin küçük yağ asitlerine parçalanıp, hücreden atılması ve yeni yağ üretiminin engellenmesidir.

Bu hücrelerin yüzeyinde bulunan adrenarjik reseptörlerden Beta reseptörlerin uyarılması yağ yıkımını, alfa 2 reseptörlerin uyarılması yağ yapımına neden olur. Bu nedenle tedavideki ana amaç beta reseptörleri uyarmak, alfa 2 reseptörleri de inhibe etmektir. Ksantinler beta reseptörleri uyaran, alfa 2 reseptörleri baskılayan, fosfodiesteraz enzimini inhibe eden maddeler olup kozmetik ürünler içersinde tedavi amaçlı bulunmaktadır.

Selülit belirtilerinin azaltılması

1-Değişik etkin madde ve bitkisel ekstrelerin kullanımı (oral yada topikal)

2-Lokalize mekanik etki (masaj) , ısı ve enerji sistemlerinin uygulanması

3-Hareketli yaşam ve gıda alımının düzeltilmesi şeklinde bir protokolle uygulanır.

Birinci gruba giren çok sayıda etkin madde ve bitkisel ürünlerin çok azı için etkili olduğunu gösterir bilimsel literatür çalışması vardır.

Hareketli yaşam tarzı ve spor yapılması, gıda alımının düzenlenmesi selülit oluşumunu azaltıcı etkisi herkes tarafından kabul edilen bir yöntemdir. Kilo verme ile yağ hücreleri küçülmesine rağmen doku tahribiyeti gerilememektedir. Bu nedenle tedavide en önemli yaklaşım, ideal kiloyu devam ettirme ve sporla bağ dokusu sağlamlaşmasını sağlamadır. Selülitli bölgeye masaj uygulaması ve bölgenin ısıtılması gibi uygulamaların da selülit belirtilerini azaltmada etkili olduğu bildirilmiştir.

Selülit çimdik testi dediğimiz testle, kalça veya bacak iki el arasında yastık oluştıracak şekilde sıkıştırıldığında, deride tümsek ve çukurların derecelendirmesi yapılabilir. Sıfır derece; hem ayakta hem sırt üstü yatar durumda deri yüzeyi normal, çimdik testi yapıldığında saptanan durumdur. Bu durumun geriye döndürülmesi ve biriken sıvının uzaklaştırılması mümkündür. İkinci derece; sırt üstü yatar konumda deri yüzeyi düzgün, ayakta, çimdik testi yapılmadan bile belirgin görünümdür. Üçüncü derece ise; hem ayakta, hem sırt üstü yatar pozisyonda selülit görünümünün olmasıdır. Bu safhada hem mikrodolaşım bozukluğu, hem sıvı birikimi, hem de yağ sentezinde artış ve metobalizmasında bozulma vardır.

Tedavide kullanılan ürünlere gelince bu alanda, ksantin türevleri (kafein, teofilin, teofilinasetik asit, aminofilin), retinoik asit türevleri, fitik asit ve tuzları, betülinik asit ve C vitamini, antiöstrojenik maddeler, niasinamid, bitki ekstreleri (Terminalia catappa, Polygala tenuifolia, Platycodon grandiflorum, Kochia scoparia, Hibiscus abelmoschus, Ruscus aculeatus, Cola nitida, at kestanesi, gingo biloba ekstresi, Gotu kola vb.) farklı basamaklarla etki ederek kullanılırlar.

Topikal kullanılan bu ilaçların yanında, ağızdan oral yolla alınan ilaçlarda vardır. Deriyi kalınlaştırmak için N-asetilglukozamin, kollejen yıkımını yapan enzimin etkisini azaltmada C vitamini, Kollajen ve elastin liflere bağlanarak deri güçlenmesini sağlayan çinko ve manganez, deri kalınlaşmasına yardımcı olan aminoasitler( lizin, pirolin, sistein, glisin, metiyonin), karbonhidratın yağa dönüşümünü engelleyen hidroksi sitrik asit , barsakta yağı bağlayıp emilmesini engelleyen kitin, deri kanlanmasını arttıran gingo biloba, ginseng, bağ dokusunun oksitlenmesini engelleyen üzüm çekirdeği ekstresi vb maddeler farklı ticari adlı  preparatlarla kullanılmaktadır.

Selülit tedavisinde uygulanan cihazlı uygulamalarda, 1996 yılında yapılmış bir çalışmada deri yağ hücrelerinin küçültülmesi, lipolizin arttılırılması ile selülit belirtilerinin gerilediği gösterilmiştir. Enerji kaynağı olarak ultrasan, radyofrekans mikrodalga kullanımı ile  deri altı yağ doku sıcaklığı 40 -41.5 dereceye kadar çıkartılmaktadır. Bir başka patentli çalışmada elektromanyetik dalgaların uygulanması ile selülit tedavisi yapılabileceği ileri sürülmüştür.

ABD İlaç ve Gıda Birliği (FDA) selülit için kullanılan topikal kremlerin derinin yapısında ve fonksiyonlarında değişiklik yaptığı için ilaç olarak sınıflandırılmasının daha uygun olabileceği bildirilmekle birlikte bu konuda herhangi sınırlayıcı koşul bulunmamaktadır. Allerji riski nedeniyle aminofilin içeren preparatlar endişe ile izlenmektedir. Yine bunun yanında mezoterapi amaçlı uygulanan preparatlar, deri içine uygulandıkları için uzman hekim tarafından uygulanması gereken ürünler olarak incelenmelidir.

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Hatice Erdem

Uzm. Dr. Hatice ERDEM, ilk, orta ve lise eğitimini Bursa’da tamamlamıştır. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi' nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 2004-2009 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Dermatoloji AD’da yapmış ve Dermatoloji Uzmanı olmuştur. Alman Hastanesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığında bir süre görev yaptıktan sonra 1999 yılında evlenerek eşinin kurduğu İnegöl Güneş Polikliniğinde mesul müdürlük ve hekimlik görevini icra etmiştir.  2009 -2011 yılları arasında mecburi hizmete gittiği Şanlıurfa Birecik Devlet hastanesinde dermatoloji uzmanlığı yanında, başhekim yardımcılığı ve satın alma komisyon başkanlığı da yapmıştır. Bursa’ya döndükten sonra Doruk Yıldırım Hastanesi' nde görev yapan ...

Etiketler
Selülit nedir
Uzm. Dr. Hatice Erdem
Uzm. Dr. Hatice Erdem
Bursa - Dermatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube