Ruhun onarımı

Ruhun onarımı

Kadın, psikologun ofisinde oğlunun oyun terapisinden çıkmasını beklerken her zamanki gibi vicdan azabı ile savaşmaya çalışıyordu içinde. Oğlu şu an beş yaşındaydı ve kaygılı ve saldırgan davranışları için bir uzmana başvurmuşlardı. İlk birkaç seans hem aile hem çocuk görüşmeleri olmuştu. Bu görüşmelerde ailenin zarar vereceğini bilmeden yaptıkları uyku eğitimi ve daha da özelinde çocuğun duygularının görülmediği dolayısıyla anlaşılmadığı algısının bu kaygı ve öfkeye yol açtığını fark etmişlerdi. Uzmanın fark ettiği ama onların göremediği başka bir şey daha vardı ki o da çocuğun ilişki kurmakta çok zorlandığı idi. Halbuki kadın çocuğunun hep sevgi dolu olduğuna kendini inandırmıştı. Sadece bazen öfkeden çılgına dönmüş gibi davranırdı ama o da işte çocukluk hali idi. Yine de bir uzmana başvurmuşlardı, iyi ki de bu kararı almışlardı. Yoksa oğlunu hiç tanıyamadan büyüteceklerdi. Yan yana ama bambaşka bir dünyada üç kişi. Çok küçükken odada kimi zaman ağlayarak kimi zaman da çaresiz bir şekilde yalnız bırakmaları, boğazına bir şey kaçtığında panikle hemen çocuğun yanına koşmaları, düştüğünde korkuyla hemen geçti geçti demeleri… Bunların hepsinin çocuğun duygusunu görmemek, yok saymak, daha çok o an kendi korku ve kaygıları ile baş etmeye çalışmak olduğunu anlamışlardı. Hala bunun sıkıntısını yaşıyordu kadın ve kocası. Ama psikolog çocukların sandıklarından daha güçlü olduğunu bundan sonra doğal ve gerçek olan,  çocuğun duygularının görüldüğü, ona alan tanındığı ve de ayrışmasına izin verildiği bir ilişkide telafisinin olabildiğince mümkün olduğunu anlatmıştı tatlı tatlı. Oğlunun anne ben geldim sözleriyle düşüncelerinden sıyrıldı. Biraz gerginlik sezdi. Terapilerinin ikinci ayında olmalarına rağmen artık daha rahat görebiliyordu oğlunun duygulanımlarını. Daha önce ne kadar körmüşüm diye geçirirdi içinden sık sık. Sakinleştirmek için sarılmak istedi, küçük çocuk önce tepki vermedi, sonra annesini iterek ağlamaya başladı. Annesi birden şaşırdı. Ağlama gittikçe sinir krizine dönmeye başlamıştı. Terapist geldi ve anneye çocuğunun hizasına eğilip çocuğun kabul edeceği kadar temasta bulunmasını söyledi. Sonra annenin arkasına geçip söylediklerimi tekrarla dedi: Çok üzgün ve sinirlisin, bana ve babana çok kızgınsın. Şu an da ağlamak istiyorsun, istediğin kadar ağlayabilirsin, ben yanındayım. Yanımda güvendesin. Bunları tekrar ettikçe çocuğun bedeni gevşemeye annesi ile temasını daha da artırmaya başladı. Usul usul annesinin kucağına kıvrıldı ve sessiz bir şekilde ağlamaya devam etti. Terapist devam etti tekrarlaması için: Daha önce senin duygularını göremedim, seni odada ağlarken bıraktım, seni anlayamadım, bunların hepsini bilmeden yaptım. Ama şimdi biliyorum yanlış yaptığımı. Artık bundan sonra senin için elimden gelen en iyi şekilde annelik yapacağım oğlum. Her zaman yanındayız ben de baban da. Bizim yanımızda güvendesin. Seni çok seviyoruz… Bu cümleler ses tonu usulca yavaşlayarak devam etti. Anne de çocuk da birbirlerine sarılmış ağlıyorlardı. Artık kelimeler değil duygulanımlar konuşuyordu. Çocuk annesinden biberonla süt istedi. Asistanın getirdiği biberonla kadın daha önce emzirirken bile deneyimlemediği bir merhamet ve şefkatle çocuğunu besledi. Süt bitince çocuk beden olarak yorgun ama parıl parıl gözlerle ve muhteşem bir enerji ile ayağa kalktı. Anneciğim hadi evimize gidelim dedi tatlı bir gülümseme ile. Kadın da ayağa kalktığında hafiflemiş hissediyordu. İçinden gelen doğal bir hisle artık vicdan azabı çekmeyip bu enerjisini yerinde ve yeterince annelik için harcayacağını anlamıştı. Minnettar bakışlarla terapiste selam verip evlerine doğru el ele yola koyuldular.

Bu makale 19 Haziran 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Ayşenur Karakülah

Uzm. Psk. Ayşenur Karakülah, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünde başladığı eğitimini başarıyla tamamlayarak Psikolog unvanı almıştır. Ayrıca Konya Selçuk Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini Aile Danışmanlığı alanında tamamlamış daha sonra da Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde Formasyon Eğitimini tamamlamıştır. Çeşitli belediyelerde Aile Danışmanlığı yapmış üç yıl boyunca özel bir okulda rehber öğretmenliği görevinde bulunmuş ve bu esnada öğrenci Koçluğu eğitimini almıştır. 4 yıl boyunca Psikoterapi Enstitüsü Bayramoğlu Yerleşkesi’nde Psikiyatrist Tahir Özakkaş’tan Bütüncül Psikoterapi Teorik, Formulasyon ve Süpervizyon eğitimleri ile Hipnoz Eğitimlerini, Alp Karaosmanoğlu’ndan Şema Terapi eğitimini almış, oyun terapisi eğitimini de aldıktan sonra çocuk, ergen ve yetişkin danışmanlığı, bunun yanında hamilelik öncesinde ...

Etiketler
Öğrenilmiş çaresizlik
Uzm. Psk. Ayşenur Karakülah
Uzm. Psk. Ayşenur Karakülah
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube