Öncelikle aşağıdaki sorulara cevap vermenizi rica ediyorum:
Ne sıklıkla idrara çıkıyorsunuz? (Normal - her 2-4 saatte bir veya günde 6-8 defa)
Öksürme, hapşırma, gülme veya egzersiz gibi aktiviteler sırasında hiç idrar kaçırdığınız oldu mu?
Ani kuvvetli dürtüye bağlı olarak hiç idrar kaçırdığınız oldu mu?
Tuvalete zamanında ulaşmakta sorun yaşıyor musunuz?
Hiç bağırsak kontrolünü kaybettiğinizi farkettiniz mi?
Genital bölgenizde bir şey dışarı çıkıyor veya düşüyor gibi hissediyor musunuz?
Bu sorulardan birine veya bir kısmına cevabınız “Evet” ise bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim.
Öncelikle nedir bu “pelvik taban”, bir tanıyalım. Pelvik bölge, olarak adlandırdığımız alan pelvis yani leğen kemiğinin altı kısmına verilen genel bir addır. Gövdemizin tabanını oluşturan, kalça ve genital bölgemizi kapsayan, bedenimizin bu alt bölümü; işeme, dışkılama, cinsel fonksiyonlar gibi hayatımızın önemli fonksiyonlarının yürütüldüğü bölgedir.
Pelvik taban bozuklukları ise pelvik tabanı oluşturan kasların düzgün veya doğru şekilde kasılamaması durumunda ortaya çıkar. Bu, idrar tutamama, pelvik organ sarkması, dışkı tutamama veya alt üriner ve sindirim yollarının diğer duyusal ve boşaltma anormalliklerine neden olabilir.
Pelvik taban disfonksiyonu çok yönlüdür ve kaslarda zayıflık, zayıf dayanıklılık, aşırı gerginlik, kasların kısalması ve aşırı aktivitesi gibi farklı birçok parametrelerle karakterize edilebilir.
Tüm kadınların %25'inden fazlası ve 65 yaşın üzerindeki nüfusun üçte birinden fazlası pelvik taban bozukluklarını yaşamaktadır. Pelvik taban bozuklukları ile ilişkili kronik sağlık sorunlarının, 65 yaşına ulaşan kadın sayısının artması nedeniyle önümüzdeki 30 yıl içinde %50 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca tabiki erkeklerde de pelvik taban bozuklukları görülmektedir.
Pelvik taban bozuklukları fizyolojik bir sorundur ancak psikososyal etki, yaşam kalitesine çok daha fazla zarar verebilir.
Pelvik taban bozukluklarının tipik olarak belirli bir nedeni yoktur. Pelvik taban bozukluklarının gelişimi büyük olasılıkla anatomik, fizyolojik, genetik, üreme ve yaşam tarzı bileşenlerini içerir.
Başlıca risk faktörleri arasında şunlar sayılabilir:
hamilelik / doğum,
yaş,
hormonal değişiklikler,
obezite,
Pelvis ameliyatı geçirmiş olmak.
Eğer pelvik taban bozukluklarından şikayetçiyseniz korkmanıza hiç gerek yok. Uzmanlar tarafından uygulanan doğru değerlendirme ve tedavi programları ile tamamen iyileşmeniz mümkün. İdrar kaçırma, dışkı/gaz kaçırma, organ sarkması, cinsel fonksiyon bozuklukları gibi sayabileceğimiz birçok problem için tedavi programları (pelvik taban rehabilitasyonu gibi) mevcut ve oldukça etkili görülmektedir.