Mastit, jinekomosti ve iyi huylu tiroid hastalıkları

Mastit, jinekomosti ve iyi huylu tiroid hastalıkları

~~MEMENİN İNFLAMATUAR ve ENFEKSİYÖZ HASTALIKLARI

Bakteriyel Enfeksiyon:

Etken sıklıkla Staphylococcus  aerus yada streptekoklardır. Apse formu genellikle laktasyonla beraber ve laktasyonun ilk haftalarında meydana gelir. Streptekok enfeksiyonları daha çok sellülit meydana getirir. Staphylococcus  aerus ise daha çok lokalize derin invazyon gösteren süpüratif abseler oluşturur. Apse genellikle multiloküledir. Tedavisi cerrahi drenaj + antibiyotiktir. Kronik enfeksiyonlarda nadiren basit mastektomi gerekebilir

Puerperal mastit:
Genellikle Staphylococcus  aerus ile oluşur. Bebeğin emmesi sırasında anneye geçer. Meme başında genellikle çatlak vardır. Süt stazı oluşur, memede sütün boşaltılması semptomların gerilemesini sağlar. Antibiyotik tedavisi ile mastit geriler. Mastit sırasında laktasyona devam edilmemelidir.                                                                                                                                                                                                                   

Granülomatöz Mastit
Granülomatöz mastit (GM), memenin nadir görülen, etiyolojisi tam olarak aydınlatılamamış, kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Hastalar daha çok tek taraflı kitle veya pürrulan akıntı ile başvuran, reproduktif çağda, yakın zamanda doğum yapmış ve daha öncesinde oral kontraseptif kullanım hikâyesi olan kadınlardır. Tanı histopatolojik olarak, meme lobüllerini bozan inflamatuar reaksiyon ve kazeifiye olmayan çok sayıda granülomların görülmesi ile konulabilir Klinik ve radyolojik olarak meme karsinomu ile idiyopatik GM karışabilir. Ciltte retraksiyon, fistülüzasyon ve ülserasyona neden olabilir. Memede, sert düzenli veya düzensiz kitle şeklinde görülür Hastaların %15' inde aksiller lenfadenopati izlenir. Genellikle, subareolar bölge dışında tüm kadranlara lokalize olabilir. İdiyopatik GM'de tedavi tartışmalıdır. Cerrahi rezeksiyon ve drenaj genelde seçilen tedavi yöntemi iken rezeksiyonun büyüklüğü de tartışmalıdır. Sadece insizyon ve drenaj öneren yayınların yanında geniş eksiyonun daha faydalı olduğunu belirten yayınlarda vardır. Önemli bir sorunda cerrahi sonrası oluşan nüksler ve meme derisine oluşan fistüllerdir. Hastaların %20-30’unda fistül görülmektedir. Otoimmunitenin etiyolojide yer aldığını düşünerek ve de cerrahi eksizyon sonrası nükslerin görüldüğü vakalarda immunsüpresif tedavi önerilmiştir. İmmunsüpresif olarak ve steroid dozunu azaltmak amaçlı düşük doz  metotoraksat ile nüks vakaların başarı ile tedavi edildiğini bildiren yayınlarda vardır.

JİNEKOMASTİ

Erkeklerde kadın tipinde meme dokusunun olmasıdır. Puberte çağında genellikle tek taraflıdır ve 12-15 yaş arasında olur. Yaşlılarda ise genellikle bilateraldir. Jinekomasti obez olmayan kişilerde en az 2 cm’lik subareolar meme dokusunun varlığıdır. Tanıda USG ve mammografi kullanılır. Jinekomasti erkeklerde meme Ca’ya predispozisyon oluşturmaz. Östrojen fazlalığı nedeniyle oluşan jinekomasti testiküler veya nontestiküler olabilir. Hipotroidi, hipertroidi ve sirozda östrojen fazlalığına bağlı jinekomasti oluşur. Yaşlanma ile androjen azlığı oluşur ve yine jinekomasti oluşur. Sekonder testiküler yetmezlik; travma, orşit, kriptorşidizm, abdominal yada genital radyadyon, hidrosel, varikosel, spermatosel gibi nedenler ile oluşabilir. Kronik böbrek yetmezliğinde de jinekomasti olabilir. Östrojenik ilaçlar yada östrojen benzeri aktivite gösteren ilaçlar (digital, östrojenler, steroidler) jinekomasti yapabilir. Genç erkeklerde en iyi tedavi subareolar eksizyondur

Memenin benign (kanser olmayan) neoplastik hastalıkları:

Adenosis:
Memenin epitelyal elemanlarının yani lobüllerin duktus ve asini yapılarının çoğalması ile meydana gelen benign neoplastik oluşumlardır. En sık üst dış kadranda görülür. Fizik muayene bulgusu olarak sınırları keskin olmayan lastik kıvamında nodülarite olarak ele gelirler. Kendiliğinden yumuşayıp kaybolabilirlerse de kesin tanı için biyopsi gereklidir

Fibrokistik hastalık:

Tek bir kistin yada birçok küçük kistlerin meydana getirdiği palpabl kitlelerdir. Mikroskopik kistik hastalıkta çapları birkaç mm’ye varan birçok kist bulunur. Memenin tüm kısımlarında olabilir, ençok üst dış kadranda görülür
Fizik muayenede sınırları düzenli, lastik kıvamında nodülarite olarak ele gelir. Her iki memeyi beraber tutabilir. USG ile tanı koyulur ve İİAB ile aspire edilebilir.
Fibrokistik hastalığa bağlı oluşan ağrı menstrüal siklusunun 2. yarısında artar, menstrüasyon başlaması ile azalır. Kistik hastalık memenin en sık rastlanan benign hastalığıdır. Kadınlarda % 60 oranında rastlanır. Orta yaşta daha sık görülür. En çok 30 yaş ile menapoz arasında görülür.
Kistlerde cerrahi tedavi endikasyonları:
3-4 cm den büyük kist varsa
Rekürren kist varlığında
Duvar düzensizliği olan kist
Aspirasyonda kanlı sıvı gelmesi
Ailede Meme Ca öyküsü olması

Fibroadenom (Adenofibroma):

Kistik hastalıktan sonra memenin ikinci sık görülen benign hastalığıdır. Genç kızlarda özellikle 20-30 yaş arasında görülür. Çapları 2-3 cm ye ulaştığında genellikle büyümeleri durur. Klinik olarak sınırları keskin, mobil, sert bir kitle palpe edilir. Bazen hafif lobüllü olabilir. Çapları 7-8 cm ye ulaşarak dev fibroadenomaya dönüşebilir. Varlığı kanser riskini artırmaz ancak literatürde 100 vakada fibroadenoma içinde lobuler karsinoma in situ bulunmuştur. Tübüler adenoma fibroadenomun bir komponentidir ve “laktasyon adenomu” olarak da bilinir. Cerrahi eksizyon önerilir .

Sistosarkoma filloides:
Fibroadenomun bir türü olarak kabul edilir. Genellikle benign bir tümördür. Çok nadiren malign formu da görülür. Klinikte sert, mobil, lobüllü bir kitle olarak ele gelir. Büyüklüğü genellikle 3-4 cm’nin üzerindedir. Tedavide sağlam meme dokusu sınırlarını da içine alacak şekilde kitle total eksize edilmelidir. Vakaların yarısında lokal rekürrens gelişir. Büyük tümörlerde basit mastektomi yapmak gerekebilir, aksiller disseksiyona gerek yoktur.

İntraduktal papilloma:

Kendisini kanlı meme başı akıntısı ile belli eder. Areolanın hemen altındaki laktofer duktusların içinde oluşur. Meme kanseri riskini 1.5-2 kat artırır. Genellikle tek taraflıdır. Seroanjinöz yada kanlı meme başı akıntısının en sık nedenidir. Meme başı akıntısı ile başvuran hastaların muayenesinde areolanın kenarlarına basılarak akıntının hangi bölgeden geldiği saptanır ve buradan yapılan cerrahi girişim ile papillom çıkartılır.

 

 

 

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Murat Akın

Prof. Dr. Murat Akın, 1974 yılında Mersin'in Erdemli ilçesinde dünyaya geldi. 1990 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1996 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanını aldı. Genel Cerrahi ihtisasını ise yine aynı fakültede 2004 yılında tamamladı. Prof. Dr. Akın, 2004 ile 2005 yılları arasında Ankara Bayındır Hastanesi'nde görev aldıktan sonra akademik hayatına 2006 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında öğretim görevlisi olarak başladı. Prof. Dr. Akın, 2010 yılında doçent unvanını aldı ve halen aynı fakültede öğretim üyesi olarak görev yapmaya devam etmektedir. Türk Cerrahi Derneği, Endokrin Cerrahi Derneği, Ankara Meme Hastalıkları Derneği, Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği olmak üzere pek çok derneğin üyesi olan Prof. Dr. Akın, Türk Cerrahi Derneği tarafınd ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Fibrokistik hastalık
Prof. Dr. Murat Akın
Prof. Dr. Murat Akın
Ankara - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube