Limbik sistem ve akupunktur

Limbik sistem ve akupunktur

Limbik sistemi oluşturan yapılar filogenetik olarak beynin en eski kısımlarıdır.

Limbik sistem; insan beyin korteksinin geniş bir alanı tarafından idare edilen, dışardan gelen veya düşüncelerimizle oluşan her türlü uyarana bedenin vereceği cevabı düzenleyen sistemdir. Özellikle stres oluşturan uyaranların bedene zararını ortadan kaldırmaya, bunun için otonom sinir sistemi fonksiyonlarını düzenlemeye çalışır.(Dolaşım ve sindirim sistemi, endokrin sistem fonksiyonları gibi)

Öncelikle gövdemizdeki tüm yaşamsal fonksiyonların limbik sistemimize gelen uyaranların etkisi altında olduğunu hatırlatmak isterim. Dışarıdan gelen tüm uyaranlar (müzik, gürültü, tüm görsel uyaranlar, bize söylenen iyi veya kötü sözler vb.) veya düşüncelerimizle oluşturduğumuz (kilo vermem lazım, ya çocuğum olmaz ise, yine kalbim çok çarpacak, yine tansiyonum çıkacak; kendimizle ilgili yaptığımız tanımlar; şişmanım mutsuzum, çirkinim, yalnızım, sinirliyim, vb.) uyaranlar limbik sistemimiz tarafından bir işleme tabi tutulur.

Bu işlemde tüm geçmiş deneyimlerimiz, inançlarımız, ön kabullerimiz ve aldığımız eğitim de rol oynamaktadır. Bu işlem sonunda o an ki uyarana gövdemizde nasıl bir tepki gelişeceği limbik sistemin oluşturduğu kararla otonom sinir sistemimize iletilir ve kalbimizin, solunum sistemimizin, hormonlarımızın, sindirim sistemimizin çalışmaları düzenlenir. Burada amaç sağlıklılığın ve canlılığın devam ettirilmesidir. Örneğin gerçekten tehlike varsa bu durum karşısında önce kalbimiz çok atmaya başlar çünkü tehlikenin üstesinden gelecek gücümüz yoksa kaçmamız gerekmektedir. Kaçmamız için bacaklarımıza ihtiyaç duyarız bu nedenle kalbin pompaladığı kanın bacaklarımıza gidebilmesi için bacaklarımızın damarları genişleyecektir. Bu sırada nereye gideceğimizin kararını verecek olan beynimizin çalışmaya, dolayısı ile kana ihtiyacı vardır ve beyni besleyen damarlarımız da genişler. O sırada derimizde kan ihtiyacı yoktur ve deri damarları daralarak kan kalbe gönderilir. Yine tehlike anında sindirim işlemi ile uğraşacak durum yoktur ve sindirim sistemimizi oluşturan mide, bağırsak gibi yapıların damarları da daralır ve bu kan da kalbe döner ve kalbimiz bu kanların hepsini bizi tehlikeden uzaklaştıracak veya üstesinden gelecek organlarımıza gönderir. Tüm bu çalışmalar limbik sistemin kararları ile otonom sinir sistemimiz tarafından organize edilir.

Yukarda ki durum limbik sistemimizin, dışarıdan gelen uyaranlara gövdenin vereceği tepkilerin önemli örneklerinden biridir.

Güzel ve yumuşak bir müzik dinlediğimizde yine bedenimizde hissettiğimiz gevşeme ve huzur da limbik sistem tarafından organize edilen bir diğer örnek olabilir. Bu tepki örnekleri doğal ve fizyolojik olası durumlara aittir.

Eğer kişi uzun süredir olumsuz uyaranlar ile karşı karşıya ise (İşyeri huzursuzluğu, aile içi huzursuzluklar vb.) veya birden yüksek şiddette stres uyaranına maruz kalırsa ( depremde kalmak, ciddi trafik kazası geçirmek, çok sevdiğimiz birinin beklenmedik ölümü vb.) limbik sistem uyarana karşı organların fonksiyonlarını düzenleyerek o uyarani beden için zararsız hale getirme görevini yapamaz hale gelebilir. İşte bu durumda basit uyaranlar veya düşünceler tehlike uyaranı gibi algılanmaya başlar ve  otonom sinir sisteminin çalışmasındaki dengenin bozulması sonucu organ fonksiyonlarında bozulmalar ortaya çıkar.

İrritabl kolon, kronik kabızlık, adet düzensizlikleri, tiroit problemleri, nedeni belli olmayan infertilite sorunları gibi sorunların nedenlerinden biri de limbik sistem disfonksiyonu (düzgün çalışmama) olabilir.

Akupunktur,  bozulmuş limbik sistem fonksiyonlarını düzenleyen bir tedavi yöntemi olarak tüp bebek veya aşılama yöntemi ile çocuk sahibi olmak isteyen anne adaylarının vücutlarını uygulamaya hazırlama tedavisinden , spastik kolon, kronik kabızlık, adet düzensizliği, baş ağrısı, obeziteye kadar bir çok strese bağlı ortaya çıkan psikosomatik hastalıkların tedavisinde öne çıkmaktadır.Sonuç olarak akupunktur limbik sitemin fonksiyonlarını düzenleyebilir. Bunun yanı sıra; kişi limbik sistemine zarar verecek olumsuz uyaranlardan olabildiğince uzak durmayı başarmalıdır.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Kaya Özkuş

Prof. Dr. Kaya ÖZKUŞ, 1963 yılında İstanbul'da doğmuştur. İlkokul öğrenimini 1975 yılında Giresun Gazi Paşa İlkokulu'nda,orta öğrenimini ise 1980 yılında Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. 1986 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde eğitim görerek, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1989 yılında ise Anatomi uzmanlığını tamamladı. Akupunktur ile ilgili çalışmalarına 1991 yılında başlayanProf. Dr. Özkuş, 1992 yılında Akupunktur uygulama sertifikasını aldı ve Anatomi doçenti oldu. 1993 yılında ise Akupunktur Derneği Başkan yardımcısı seçildi. Prof. Dr. Özkuş ayrıca Kore'nin Seul kentinde yapılan WFAS Uluslararası Akupunktur Sempozyumu'na da katılmıştır. Prof. Dr.Özkuş, Türkiye'de ilk kez 30.04.1994- 21.051995 tarihleri arasında gerçekleşen ve 4 dönemden oluşan 100 saatlik teorik ve pratik akupunktur eğitim seminerlerinin or ...

Prof. Dr. Kaya Özkuş
Prof. Dr. Kaya Özkuş
İstanbul - Akupunktur
Facebook Twitter Instagram Youtube