Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün etken olduğu COVID-19, tüm toplumun yaşam tarzını etkileyen bir hastalıktır. Sosyal izolasyonun ve kişisel hijyenin büyük önem taşıdığı bu dönemde pek çok kişi, kendini eve kapatarak diğer kişilerle olası teması en aza indirerek, hastalığa karşı önlem aldı. Bir süredir belirli yaş gruplarına ve kalp hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlara yönelik olarak uygulanan sokağa çıkma yasağı kişilerin sağlığını korumaya yardımcıdır. Ancak hastalık belirtisi gösteren kişilerin hastaneye gitmekten çekinmesi, karantina döneminde yapılan yanlışlardan biridir. Karantina sürecinde kalp hastalığı olan kişilerin rutin kontrolleri için hastaneye gitmekten ve muayene olmaktan çekinmesi, zaten risk grubunda olan bu kişiler için daha büyük bir probleme dönüşebilir.
Karantina Süreci Kalp Hastaları için Nasıl Bir Risk Oluşturuyor?
‘’ COVID-19, kardiyovasküler hastalığı olan kişilere bulaştığında daha ağır seyreden bir hastalıktır. Kişinin hayatı için risk oluşturan pek çok kalp hastalığının, koronavirüs ile bir araya gelmesi durumunda ise ölüm riski katlanır. Öyle ki, yapılan bazı çalışmalar, COVID-19 hastalığına bağlı olarak sağlıklı kişilerde ölüm oranının %2.3 olduğunu, kalp hastalığı olan COVID-19 hastalarında ise ölüm oranının %10.9 olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla kalp damar hastalarının salgın süresince zorunlu hâller dışında evlerinin dışına çıkmamaları önerilir. Evde kalp hastalığı olan birey ile birlikte yaşayan diğer kişilerin de karantina kurallarına uyması ve eğer mümkünse dışarıya çıkmaması gerekir. Evden hiç çıkılmasa bile, dışarıdan temin edilen ürün ambalajlarına dokunulmadan önce ürünler bir süre havalandırılmalıdır. Zorunlu hâllerde dışarı çıkıldığında ise sosyal mesafe başta olmak üzere doğru şekilde maske kullanmak, sıklıkla el yıkamak, elleri göz, ağız ve burun bölgesine kesinlikle götürmemek gibi kurallar esnetilmeksizin uygulanmalıdır. Kalp damar hastalığı olan kişilerin kaygı ve korku duymamaları için aşırı miktarda haber izlememesi önerilebilir. Bu süreçte bilim adamları ve resmi kurumlar tarafından aktarılan bilgiler takip edilmesi yeterlidir.’’ Kalp hastalarının ateş, nefes darlığı, kuru öksürük, yorgunluk, hâlsizlik ve ishal gibi belirtilerin varlığında mutlaka maske takarak en yakın acil servise başvurmaları gerektiğini belirtti ve "Klinik bir değişiklik olmadığı sürece kalp rahatsızlıkları ile ilgili olarak hekim ile görüşme sağlandıktan sonra hastaneye gidilmesi gerekir."
Karantina Sürecinde Kalp Hastaları Hekim Ziyareti Planlayabilir mi?
‘’ Var olan risklere bağlı olarak kalp hastalarının, kendi karantina kurallarını sağlıklı insanlardan daha katı bir şekilde uygulaması ve gerekmedikçe evden çıkmamaları önerilir. Kişinin sağlık durumunda ya da klinik bulgularında farklılık olması ve farklı hastalıklara ait belirtiler hissedilmesi durumunda ise hastaneye gidilmesi gerekir. Kalp hastalıklarının takibi ve kişinin sağlık kontrollerinin yapılması için ise hekimin önerdiği aralıklarla doktor ziyaretlerine devam edilmesi son derece önemlidir. Ancak kalp hastalarının hekim ziyareti sırasında da sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmesi gerekir. Hastaneye giderken mutlaka maske takılmalıdır. Hasta, karantina kurallarını ihlal etmeksizin hekimiyle görüşerek hastaneye gidip gitmemesi gerektiğini öğrenebilir. Ancak kişi, kendisini iyi hissetmemesi ya da bir hastalık belirtisi göstermesi durumunda vakit kaybetmeden hastaneye başvurmalıdır. Pandemi süreci boyunca hekim tarafından önceden reçete edilen ilaçların belirlenen dozda ve düzenli şekilde kullanımına devam edilmeli, hekim belirtmedikçe ilaç kullanımı kesinlikle bırakılmamalıdır.’’
