Hipospadias ameliyatları

Hipospadias ameliyatları

Hipospadias cerrahisinde amaç fonksiyonel ve kozmetik yönden normale en yakın sonucu elde etmektir. Distal hipospadias olgularında kozmetik görüntü daha da önem kazanmaktadır.   Normal bir kozmetik görüntü denildiğinde geniş, eliptik, çizgi şeklinde (slit-like) bir meatus, meatusun alt sınırından koronal sulkusa  kadar yeterli bir glans kapanması ve ventralde koronal sulkusun altında yeterli bir mukozal yaka normal anatomiye en yakın görünüm için gerekli yapılardır. Anterior hipospadias onarımında kullanılan bütün ameliyat yöntemlerinin başarısı yukarıda tariflenen anatomik yapıların yeterli miktarda oluşturulabilmesiyle ölçülmektedir.

Hipospadiasın cerrahi onarımındaki ilk eğitimim Ege Üniversitesi Çocuk Çerrahisi Anabilim dalında asistanlığa başladığımda hocamız Sn. Prof. Dr. Acun Gökdemir’in sabırla, açıklayarak  yaptırdığı ameliyatlarla başlamıştır. Hocam Sn Gökdemir bana ve yetiştirdiği tüm cerrahlara hipospadias cerrahisinin temeli olan dokuya saygı, hassas ve ince cerrahi aletler kullanılması gibi temel kuralları aşılamıştır. Öğrettiği  ameliyatlar-cerrahi prensipler nedeniyle kendisine herzaman minnet duymaya devam edeceğim.

MAGPI( Meatal Advencement and Glanuloplasty Incorporated)

Bu ameliyat yöntemi  John W. Duckett tarafından 1981 yılında tarif edilmiştir(1). MAGPI ( Metal İlerletme ve Glanuloplasti ) yöntemi distal hipospadias onarımında sık kullanılan başarılı bir yöntemdir(2).

MAGPI yöntemiyle ilk tanışmam 1989 yılında  Glasgow Universitesi, Yorkhill Çocuk Hastanesinde 6 ay birlikte çalışma fırsatını bulduğum  Mr. Amir Azmy MD, FRCS sayesinde olmuştur. Azmy(3) yanında çalışma fırsatı bulan pek çok felow’a hipospadias yöntemlerindeki deneyimlerini aktarmış hatta bu deneyimlerini hipospadias  operasyon tekniklerini anlatan  bir kitapta editör olarak yer alarak tüm meslektaşlarıyla paylaşmıştır. Türkiyede MAGPI yönteminin yaygınlaşması Cerrahpaşa çocuk cerrahisi anabilim dalı ve TÜBİTAK katkısı ile gerçekleştirilen HYPOS’92 Çalıştayından sonra olmuştur.  Duckett, Snyder III, Turner-Warwick’in  İstanbuldaki  bu çalıştayda   distal olgular için MAGPI ve proksimal olgular için Onlay ve Duckett(Transverse Preputial Island fleb) yöntemlerini uygulamalı olarak  göstermeleriyle   MAGPI yöntemi ülkemizde yaygınlaşmıştır.

MAGPI düşük komplikasyon oranları olan ve reoperasyona ihtiyaç olmayan bir yöntem olarak bilinmektedir(1,2). Genel olarak iyi kozmetik sonuçları olan hasta ve cerrah memnuniyet oranı yüksek bir yöntemdir(4).  Bu yöntemde meatus görünümü en çok kaygı duyulan konudur. Tüm hipospadias olguların % 70 i distal olgulardır ve bunların önemli bir kısmını koronal ve subkoronal hipospadias olgular oluşturmaktadır. Bu yöntem glandular, coronal  hatta subkoronal hasta grubunda uygulama olanağı olan bir tekniktir. MAGPI yöntemi tarif edilmeden önce bu olgular genelde sünnet edilir ve çoğu zaman eksternal üretral meatus olduğu gibi bırakılırdı. MAGPI yöntemi kozmetik görünüm dışında, meatusun cizgi şeklinde olması, meatal darlık ve idrar akımının yönünün düzeltilmesine dikkatlerin çekilmesini sağlamıştır. 

Hipospadias cerrahisinde MAGPI prosedürü açıklaması ve öğrenilmesi en zor yöntemlerden birisidir. Yöntem çok basit olarak tanımlanmasına rağmen, doğru şekilde uygulanması yeterli deneyim oluşmadan çok kolay değildir. Yöntemin basit olarak nitelendirilmesi nedeniyle hipospadias cerrahisinde yeterli deneyim kazanmamış pek çok cerrahın hipospadias operasyonlarına bu yöntemle başlamasına neden olmuştur. Doğal olarak deneyimsiz cerrahların elinde fonksiyonel ve kozmetik sonuçlar mükemmel olmamıştır. MAGPI yöntemi ancak yeterince mobil bir meatus ve distal üretraya sahip olgularda başarıyla uygulanabilir. Meatus’un fikse olduğu, periüretral spongioz dokunun yetersiz olduğu, üretra önündeki derinin çok ince ve derinin üretraya yapışık gibi durduğu olgularda bu yöntem uygulanmamalıdır. MIP (Megameatus Intact Prepuce) varyantında olduğu gibi çok geniş ağızlı hipospadik nativ meatusu olan olgular bu yöntem için uygun değildir. Bu yöntemin kullanılabilmesi için olguda deri(skin)  kordisi dışında ventral fibröz kordi ve glansın öne eğikliği (glandular tilt)  bulunmaması da gerekir.

 MAGPI yöntemi için en ideal olguların büyük bir glansa,  yeterince derin bir  glanular oluğa (groove)  ve çok geniş olmayan  bir meatusa sahip olması gerekir. Çift üretral meatus varmış izlenimini veren meatal alanda dorsal web veya skin bridge bulunan olgularda en başarılı sonuçlar alınmaktadır.

MAGPI yönteminin Modifikasyonları

MAGPI yönteminin tarif edildiği günden bu yana pek çok modifikasyonu yayınlanmıştır. Bu makalede bütün modifikasyonları yerine en bilinen ve ülkemizden tariflenen  modifikasyonları anlatılacaktır.

Arap Modifikasyonu:

MAGPI yönteminin en bilinen fakat en az kullanılan modifikasyonudur. Arap modifikasyonu esas olarak yöntemi subkoronal seviyenin daha proksimalindeki olgulara uygulayabilmek için planlanmıştır(5). Nativ hipospadik meatusun çevresindeki derinin fazla bırakılması ve bu fazla bırakılan derinin orta hatta birbirlerine sütüre edilip üretra uzatılarak galansa gömülmesinden ibarettir. MAGPI yönteminin en büyük avantajı fistül komplikasyonun yok edenecek kadar az görülmemesidir. Bu yöntemde distal üretra orta hatta sütüre edilerek uzatıldığından fistül komplikasyonu görülme sıklığı diğer üretranın  sütürle uztıldığı  yöntemlerden daha az değildir. MAGPI yönteminin subkoronal seviyeden daha proksimalde meatusu olan olgularda zorlanarak uygulanmasının başarısızlıkla sonuçlandığı bilinmektedir. Genel olarak endikasyonun genişletilerek yöntemin zorlanması önerilmemektedir. Arap modifikasyonu bu yöntemin zorlanarak daha proksimal olgularda uygulanmasıdır. Her ne kadar Hoebeke(6) MAGPI ‘nin Arap modifikasyonunun başarılı bir yöntem olarak kullandığını bildirmişsede, kişisel olarak Arap modifikasyonunu uyguladığım subkoronal olguların komplikasyon oranı ve kozmetik sonuçlarından memnun kalmadığım için bu modifikasyonu artık kullanmıyorum.

Baran Modifikasyonu:

Klasik MAGPI yönteminin standart vertikal insizyonunun en tepesine transvers bir insizyon yapılması ve T şeklindeki insizyonun iki yanında oluşan üçgenlerin tepesinin meatusun dorsaline dikilmesidir. Baran ve ark(7) bu  modifikasyonu meatusun balık ağzı şeklinde görünümünü düzeltmek, meatus darlığı ve meatal retraksiyona engel olmak amacıyla tarif etmişlerdir. Tariflenen modifikasyon yöntemiyle meatal darlığa ve engel olunduğu bildirilmiştir. Tariflenen bu modifikasyonla meatal darlık oluşmasada, eliptik ve  çizgi şeklinde bir meatus elde edilememektedir.

Taneli Modifikasyonu:

Klasik MAGPI yöntemiyle meatal ilerletme için yapılan dorsal vertikal insizyon içinden dişli bir penset ile glans dokusunun dışarıya çekilerek orta hattan bir miktar  glans  dokusunun eksize edilmesidir. Yöntem glans kanatlarına aşırı mobilizasyon uygulanmadan üretranın glans içine gömülmesi kolaylaşmaktadır.  Üretranın dorsalinde daha az glans dokusu  kaldığı  için  üretra  glans içinde daha derine (glansın ortasına) yerleştirilebilmekte ve  daha anatomik bir onarım yapılabilmektedir. Üretranın dorsalinden vertikal insizyonun içinden bir miktar glans dokusu çıkarıldığı için burada oluşan boşluk (rooming) nedeniyle meatal darlık oluşması da engellenmektedir. Ayrıca çıkarılan bu glans dokusu sayesinde   eliptik ve çizgi şeklinde (slit -like)  bir meatus  görünümü  de elde edilir (Resim 1). Bu modifikasyonla normal anatomide var olan fossa navicularis  yeniden oluşturularak idrar akış yönünün düzeltilmesi mümkün olmaktadır(Resim 2). Sonuç olarak; Taneli ve ark(8) tanımladığı bu  modifikasyon tekniğinde  üretranın glans  içine  daha derine yerleştirilmesiyle, geniş ve çizgi şeklinde  bir meatus  yapısı ve  konik görünümlü kozmetik bir glans elde edilmektedir.

Yalçın Modifikasyonu:

MAGPI yönteminde glans kanatlarının serbestleştirilmesi sırasında distal üretranın yanlardan arkasına doğru serbestleştirilerek parsiyel olarak mobilize edilmesidir.  Yalçın ve ark(9) göre bu modifikasyon glandular oluğun derin olmadığı çevre dokuya fikse olduğu durumlarda meatal ilerletilmeyi kolaylaştırır. En distal kesimde üretra glanstan tamemen ayrılmadan klasik dorsal vertikal kesi yapılarak meatal ilerletme sağlanır.

UAGP(Uretral Advancement and Glanuloplasty )

Yöntem Urol Clin North Am dergisinde 1981 yılında MAGPI yönteminin yayınlandığı makalenin hemen arkasındaki makale olarak Waterhouse –Glassberg(10 )tarafından  tariflenmiştir.   Koff (11) da hemen hemen eş zamanlı olarak J Urol  dergisinde aynı yöntemi tarif etmiştir.  Üretral mobilizasyonun cerrahi bir yöntem olarak kabul görmesi fikri striktür onarımlarıyla başlamıştır.  Üretranın etrafındaki spongioz tabakayla birlikte  mobilizasyonu ile  üretral striktürlerde 2cm’e kadar olan  açıklığın(defektin) birleştirilmesinin mümkün olduğu gösterilmiştir. Waterhouse ve Glassberg(10) önce hipospadias olmadan kordi olgularında sonra koronal hipospadias olgularında yöntemi başarıyla kullandıklarını bildirmişlerdir. Yöntem üretranın çevresindeki spongioz tabaka ile birlikte gerginlik oluşturmadan glansın apeksine kadar mobilize edilerek getirilmesi ve glans içine gömülerek tespit edildikten sonra  glansa yeni şekil verilmesidir. Koff (11) anterior hipospadiaslı  olgularda  hatta hafif kordisi olan olgularda üretral mobilizasyon  yöntemini  başarıyla uyguladığını bildirmiştir.  Ayni yöntem Türkiyeden 1995 de triangular glanular flap ilavesi ile Dindar ve ark(12) tarafından distal penil hipospadiasta başarılı bir yöntem olarak bildirilmiştir. 1999 da Türken ve Senocak (13) bu yöntemle distal hipospadiasta 2-2.5 cm lik bir üretral mobilizasyonun mümkün olduğunu ve fibröz kordi varlığında da bu yöntemin uygulanabildiğini bildirmiştir.

GRAP (Glanular reconstruction and preputioplasty)

Glipin ve ark(14) 1993 yılında distal hypospadias olgularında glanular rekonstrüksiyon ile birlikte  prepisyumun korunduğu bir modifiye  yöntem tarif etmişlerdir. Glanular, koronal ve subcoranal olgularda uygulanabilen bu yöntemle düşük komplikasyon oranı ile mükemmel fonksiyonel ve kozmetik sonuçların elde edilebildiğini bildirmişlerdir(15). Glanuloplasti ve preputioplastinin  birlikte yapılması nedeniyle değerlidir.  Prepisyum rekonstrüksiyonu 1990 yılında ilk kez Dewan(16) tarafından Mathieu yönteminde kullanılmıştır.  Kröpfl ve ark(17) 1992 yılında MAGPI yöntemiyle tam sünnet derisi rekonstrüksiyonunu ilk kez birlikte uygulamışlardır.

URAGPI (Uretral Advancement Glanuloplasty Preputioplasti  Incorporated)

Keramidas ve ark(18) 1995 yılında prepusyoplasti ile üretral mobilizasyon ve glanuloplasty tekniğini birlikte uygulamıştır. Yöntem künt diseksiyon ve mobilizasyonla üretranın gerginlik oluşturmadan glansın apeksine kadar çekilmesi ve glans içine gömülerek tespit edilmesine ilave olarak  prepusyoplasti yapılmasıdır. Yöntemi glandular eğiklik(glandular tilt), hafif fibröz kordi, fibrotik immobil üretral meatus ve  sekonder olgularda da başarıyla kullandığını  bildirmiştir. Jawad(19) distal hipospadias olgularında özellikle glanular kordi ve eğiklik (chordee, tilt) ve immobik fibrotik üretral meatus durumunda MAGPI yönteminin sınırlarını zorlamak yerine  UAGP  veya URAGPI  yöntemlerinin  MAGPI yöntemine alternatif olarak kullanılabileceğini bildirmiştir.

GAP( Glans Approximation Procedure)

1989 yılında  Zaontz(20) tarafından geniş bir meatus ve derin glanular oluk (groove) varlığında glanular ve koronal hipospadias olgularında kullanılabilecek bir yöntem olarak tarif edilmiştir. Aslında 1869-1880 yıllarında rapor edilen Thierch-Duplay tubularizasyon prensiplerinin yeni bir uygulamasıdır. Geniş üretral meatus çevresine yapılan U şeklindeki kesinin önde sütüre edilerek kapatılmasıyla üretra uzatılır ve glanuloplasti yapılarak yeni üretra glansa gömülür. 1989 yılında Duckett ve Keating (21)  yine J Urol dergisinde çok benzer bir yöntemi Pyramid prosedürü olarak yayınlamışlardır. Pyramid prosedürü geniş üretral meatus çevresine GAP yönteminde tarif edilen U şeklindeki kesi  yerine tenis raketi şeklinde insizyon yapılıp sütüre edilerek üretranın uzatılıp glansa gömülmesidir. Pyramid yönteminin özellikle MIF varyantında kullanılması önerilmiştir.   Hemen hemen aynı yöntem olan GAP ve PYRAMID yöntemlerinden GAP daha önce yayınlanmıştır.  Meatusun geniş ancak glanular oluğun yeterince derin olmadığı olgularda Zaontz(20) oluğu derinleştirmek için insize ederek sekonder iyileşmeye bıraktığını böylece üretranın önde gerginlik oluşturmadan kapatılabildiğini de belirtmiştir.  GAP yöntemi bu tarzda yapıldığında adına kısaca SNODGAP de denilebilir.

SNODPI

Snodgrass ve MAGPI operasyonlarının her ikisinin bir karışımı olan bu yöntem birçok  cerrah tarafından ameliyat sırasında dorsal vertikal kesi yapıldıktan sonra  bazı uygun olgularda kesinin sütüre edilmeden bırakılabileceğinin  farkedilmesiyle ortaya çıkmıştır. Modifikasyon sonradan SNODPI olarak isimlendirilmiştir(22) Bu yöntemde MAGPI ve Snodgrass operasyonlarının her ikisinde de mevcut olan dorsal vertikal  kesi yapılmakta ancak MAGPI yöntemindeki gibi  sütüre edilerek Heineke-Mickulicz prensibiyle kapatılmamakta, Snodgrass yöntemindeki gibi  sütüre edilmeden bırakılmaktadır. SNODPI yöntemi bana göre; yanlızca glandular groove’u  çok derin olan olgularda kullanılmalıdır. Ayrıca bu yöntemde dorsal kesi, bistüri ile değil makas ile yapılmalı ve üretra tabanını kanatmamaya yani çok derin kesmemeye dikkat edilmelidir. Dorsal kesi çok derin yapıldığında skar ile iyileşmekte ve meatus darlığına neden olmaktadır.

SNODPI veya SNODGAP gibi kısaltmalar yöntemlerin tarif edilmesini kolaylaştırmakla birlikte doğru bir isimlendirme değildir. Çünkü üretra tabanının vertikal olarak orta hattan insizyonu Snodgrass’ dan  önce bir çok cerrah tarafından uygulanılan bir tekniktir.

TIPU(Tubularized incised plate urethroplasty) yöntemi

Snodgrass(23) tarafından 1994 yılında 16 olguluk bir hasta serisinde yayınlanmıştır. Snodgrass’dan önce üretra tabanın orta hattan insizyonunu  ilk kez Reddy 1975 yılında rapor etmiştir.  Reddy(24) orta hat insizyonunu kordiye neden olduğunu düşündüğü fibröz yapıları keserek kordiyi düzeltmek için uygulamıştır.  Daha sonra Orkiszewski(25) üretra tabanının longitudinal insizyon adını verdiği kesiyi yaparak üretranın gerginlik olmadan kapatılmasını  sağlamış ve 1989 yılında  Polonya Üroloji dergisinde yayınlamıştır. Orkiszewski(26) J Urology dergisinde editöre mektup olarak yayınlanan bir yazısında teyzesinin; eşinin ölümünden sonra avcı ceketi ile tabuta konulmasını istemesi nedeniyle artık küçük gelen ceketin arka bölümünün kesilerek önde rahatça düğmelerinin kapatılması ile yöntemin fikrinin oluştuğunu belirtmiştir. Midline longitudinal insizyon için  Ölü Adam Ceketi ( Dead Man’s Jacket)  esinlenmesini kullanmıştır. Aynı yıl (1989) Rich ve Keating(27)  vertikal çizgi şeklinde üretral meatus oluşturmak için üretra tabanının distalinin orta hattan longitudinal insizyonunu önermişler ve yapılan işleme Menteşeleme (Hinge- Hinging ) adını vermişlerdir. Bütün bu modifikasyonların bir sentezi sonucunda TIPU(Tubularized  Incised Plate Urethroplasty) yöntemi ortaya çıkmış yöntemin çok popülarite kazanması sonrasında bu yönteme SNODGRASS denilmeye başlanmıştır. Günümüzde distal hipospadias cerrahisinde halen popüler olan ve çok kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemede meatus darlığı sık olarak görülmektedir. Nguyen ve Snodgrass(28) meatus darlığının  orta hat insizyonunun derin yapılmamasına ve  glans kapatmasının  aşırı yapılmasına bağlamaktadır. Birçok hipospadias cerrahı ise bu teknikte gelşen meatal darlığın üretra tabanın dar olması, glans oluğunun derin olmaması gibi üretra tabanı kalitesine, orta hat insizyonunun derinliği ve uzunluğuna, bağlamaktadır(29,30).

Sonuç olarak, MAGPI ve UAGP,  1989 GAP gibi temel yöntemler öğrenildiğinde; yani meatal ilerletme, üretral mobilizasyon, glansplasti ve glans yaklaştırılması gibi tekniklere hakim olunduğunda distal hipospadias olgularının cerrahi onarımında amaç olan fonksiyonel ve kozmetik sonuçlara ulaşmak mümkün olacaktır.

Kaynaklar

1.Duclett JW. MAGPI (Meatoplasty and glanuloplasty) a procedure for subcoronal hypospadias. Urol Clin North Am 1981;8(3) 513-9.

2.Ducket JW Snyder HMIII. The MAGPI hypospadias repair in 1111 patients. Ann Surg 1991;213 (6): 620-5.

3. Hadidi AT, Azmy AF Hypospadias Surgery , An Illustrated Guide . Heidelberg: Springer –Verlag ;2004

4.Baskin L Hypospadias : a critical analysis of cosmetic outcomes using photography. BJU Int 2001;87(6):534-9.

5.Arap S, Mitre AI, De Goes GM. Modified meatal advancement and glanuloplasty repair of distal hypospadias.J Urol 1984; 131:1140-1141.

6.Hoebeke P, De Sy W The Arap modification of MAGPI: experience in 72 patients. Ann Urol (paris) 1996; 30(4):170-3.

7. Baran CN, Sungur N, Kılınç H, Özdemir R, Sensöz O T incision technique in distal hypospadias : a modification of meatal advancement and glanuloplasty. Plast Reconstr Surg 2002 109(3):1018-24.

8.Taneli C, Genç A, Günsar C, Sencan A, Arslan OA, Dağlar Z, Mir E. Modification of meatal advancement and glanuloplasty for correction of distal hypospadias.  Scand J urol Nephrol 2004;38(2):122-4.

9. Yalçın M, Karadağ ÇA, Yıldız A, Kaba Mk, Baskın D, Demir M, Dokucu Aİ  .Results of modified MAGPI operation with mobilizations of ventral glanular urethra. ASPU&WOFSPU, 2010  27 -29 October 2010  İstanbul,  Turkey

10. Waterhouse K, Glassberg KI Mobilization of anterior uretra as an aid in the one –stage repair of hypospadias. Urol Clin North Am 1981;8(3), 521-5.

11. Koff SA Mobilization of the urethra in the surgical treatment of hypospadias. J Urol 1981;125(3):394-7.

12. Dindar H, Çakmak M, Yücesan S, Barlas M.  Distal penile hypospadias repair in children with complete mobilization of pendulous urethra and triangular flap.   Br J Urol 1995 ;75(1):94-5.

13. Turken A, Senocak ME, Büyükpamukçu N, Hiçsönmez A. The use of eccentric circummeatal based flap with combined limited urethral mobilization technique for distal hypospadias repair. Plast Reconstr Surg 1999;103(2):525-30.

14. Glipin D, Clements WD, Boston VE GRAP repair : single –stage reconstruction of hypospadias as an outpatient procedure. Br J urol 1993;71(2):226-9.

15. Gray J, Boston VE. Glanular reconstruction and preputioplasty repair for distal hypospadias: a unique day-case method to avoid urethral stenting and preserve the prepuce.  BJU Int 2003;91(3): 268-70.

16.Dewan PA.  Mathieu urethroplasty with preputial reconstruction and urethral stent urine drainage.  Aust NZJ Surg 1990;60(10):787-90.

17. Kröpfl D, Schardt M, Fey S. Modified meatal advancement and glanduloplasty with complete foreskin reconstruction. Eur Urol 1992; 22(1):57-61.

18. Keremidas DC, Soutis ME. Urethral advancement ,glandulopasty and preputioplasty in distal hypospadias. Eur J Pediatr Surg 1995 ,5(6) 348-51.

19. Jawad AJ Urethral advancement and glanuloplasty UAGP vs MAGPI for distal hypospadias repair. Int Urol Nephrol 1997;29(6):681-6.

20. Zaontz MR The GAP(glans approximation procedure) for glanular/coronal hypospadias.  J Urol 1989 ;141(2):359-61.

21. Duckett JW, Keating MA Technical challenge of the megameatus intact prepuce hypospadias variant :the pyramid procedure. J Urol 141(6):1407-9

22. Subramanıan R, Hoebeke P, Kocvara R Eds: Repair of anterior hypospadias In Pediatric Urology Web Book 2014 2nd edition, pp 238.

23.Snodgrass W Tubularized incised plate urethroplasty for distal hypospadias J Urol 1994 151;464-6.

24. Reddy LN.  One- stage repair of hypospadias. Urology 1975;5(4) :475-8.

25. Orkiszewski M. Urethral reconstruction in skin deficit.  Polish Urology 1987; 40:12-5.

26. Orkiszewski M. Midterm success rate of tubularized incised plate urethroplasty an observation.  Pediatr Surg Int 2006;22:302

27. Rich MA, Keating MA, Snyder HM, Duckett JW. Hinging the urtehral plate in hypospadias meatoplasty. J Urol 1989 142(6):1551-3.

28. Nguyen MT, Snodgrass WT Effect of plate characteristics on tubularized incised plate urethroplasty. J Urol 2004, 171:1260-2.

29. Sarhan O, Saad M, Helmy T, Hafez A Effect of suturing technique and urethral plate characteristics on complication rate following hypospadias repair: a prospective randomized study. J Urol 2009:182:682-6.

30. Holland AJA, Smith GHH Effect of depth and with of the urethral plate on tubularized incised plate urethroplasty. J Urol 2000;164:489-91.

Bu makale 20 Aralık 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Can Taneli

Prof.Dr.Can Taneli, 02 Mayıs 1961 tarihinde İzmir'de doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini 1978 yılında Özel Türk Lisesi’nde tamamlamıştır. 1984 yılında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Ege Üniversitesi  Tıp Fakültesi’nde Çocuk Cerrahisi ihtisasını tamamlamış ve 1992 yılında Çocuk Cerrahisi Uzmanı olmuştur. 1997 yılında Doçent ünvanı,2004 yılında ise Profesör ünvanını almıştır.

Mesleki çalışmalarına Celal Bayar Üniversitesi'nde devam etmektedir.

 

 

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Hipospadias ameliyatı
Prof. Dr. Can Taneli
Prof. Dr. Can Taneli
Manisa - Çocuk Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube