Anne karnından itibaren zihin tüm anıları kaydeder. İnsan bu hayatta olumsuz anılara dair, olumsuz duygular yaşar. Sonra anılar geçse bitse bile, yaşanan duygu geçmiş görünse bile, adeta telefonda altta çalışan bir uygulama gibi çalışmaya, insan davranışlarını, duygularını, ilişkilerini, fikir ve kararlarını etkilemeye devam eder.

Hipnoz uyku ile uyanıklık arasında bir haldir. Filmlerde görülenin aksine bilinç kaybı olmaz. Başından sonuna kadar danışan sürecin farkındadır, sorulara cevap verir ve soru sorabilir. Kimse istemeden hipnoza sokulamaz.

Hipnoz terapi değil, terapi için kullanılan bir araçtır. Hipnoz anında, bilinçdışı hafızada kayıt altına alınmış tüm bu anı, duygu ve düşünceler ortaya çıkar. Bu durum, hipnozda kişinin telkine açık olması nedeniyle terapistin rehberliğinde çeşitli tekniklerle (5 path yöntemi) yeniden işlenir ve yorumlanır. Sonrasında ise geçmiş anı ve duyguların bugüne bıraktığı izler yok olur gider.

Hipnoterapi yapan kişinin mutlaka psikoterapi yapacak niteliklere sahip olacak bir lisans seviyesine sahip olması gerekir. , Pdr, psikoloji, psikiyatri diploması olmayan birisinden asla hipnoterapi almayınız.

Neden? Hipnoterapi teknikleri uygulanırken travmaların tekrar canlandığı anda, terapist yetkin bir kişi değilse, halihazırda savunma mekanizmaları ile bir şekilde bastırılmış, idare edilmiş bu duygular, tüm kalkanlardan kurtulup ortaya çıkar. Terapist duyguyu yeniden işleyecek eğitim seviyesinde değilse, bu kişiyi çok ciddi olumsuz durumlara sürükleyebilir.

Ama burda önemli bir nokta var. Şu hastalığı, bu problemi bir seansta hallederim diye reklamını yapan hipnoterapistlere güvenmeyin. 1 seansta yaptığı sadece semptomu ortadan kaldırmaktır. Sorunun kaynağını halletmeden, semptomu kaldırınca oh 1 seansta iyileştim dersiniz ama bir ay sonra aynı sorun tekrar başlar.

İyi bir hipnoterapist böyle bir cümle kurmaz. Zaten danışana göre süreç çok değişmektedir. Tekrar ediyorum psikoloji, pdr, psikiyatri lisansı olmayan birisinden de asla terapi almayınız.