Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, tanı ve tedavisi

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, tanı ve tedavisi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk çağında başlayan, etkisi tüm yaşama yayılabilen, süreğen bir psikiyatrik bozukluktur. Ülkemizde yetişkin psikiyatrisi alanında son on yılda gittikçe daha fazla önem kazanan bu bozukluk sıklıkla Depresyon, Anksiyete bozuklukları gibi tanılarla karıştırılmıştır. Ayrıca çoğunlukla bu gibi tanılara ek olarak görüldüğü için zaman zaman tanının atlanması ya da konmaması gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Sanıldığının aksine DEHB ile baş etmek yaşın ilerlemesi ile kolaylaşan bir durum değildir. Aşırı hareketlilik veya dürtüsellik gibi belirtiler yetişkinlik yıllarında azalsa da, ailenin ve toplumun bireyden beklentileri üniversite ve iş yaşamıyla birlikte aynı oranda artar. Dolayısı ile yaş ile birlikte baş edilmesi gereken sorunların sayısı kişinin kendisinden ve çevrenin kişiden beklentisi de artmaktadır. Çocukluk çağında başlayan DEHB’nun yaklaşık 2/3 erişkinlikte de devam ettiği, kişinin okul ve iş yaşamında kayıplara yol açtığı söylenebilir. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda tanının erken konması ve bu kişilerin psikiyatrik tedavi görmeleri son derece önemlidir.

Yaygınlık

Toplumdaki DEHB yaygınlığı yaklaşık olarak çocuklukta % 8, ergenlikte % 6 ve erişkinlikte % 4 olarak bildirilmektedir. Çocukluk çağında zaten var olan dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsel davranışlar ilk olarak okula başlamayla fark edilir bir hale gelmektedir. Sınıfta oturamayan, oyunlarda arkadaşları ile yoğun sorunlar yaşayan ve okuma faaliyetlerinde gecikebilen çocuklar görece hızlı fark edilip tıbbi yardım almaları için yönlendirilebilmektedir. Yani önde gelen belirtiler hiperaktivite olduğunda, dikkatsizlikle ilgili belirtilerin önde olduğu durumlara göre daha erken tedavi başvurusu olmaktadır. Yine de tedavi arayışı ve etkin tedavilere ulaşma sayıları bozukluğun yaygınlığı değerlendirildiğinde oldukça düşüktür.  Çocukluk döneminde çeşitli çalışmalarda erkek:kız oranı 2:1 ile 6:1 arasında bildirilirken erişkinlerde eşit (1:1) bulunmuştur. Yaşla birlikte ortaya çıkan cinsiyet oranlarındaki bu değişimin çeşitli açıklamaları olabilir. Bunlardan biri erişkin dönemde özellikle dikkat eksikliği semptomlarının soruna yol açması ve kadınlarda dikkat eksikliği belirtilerinin baskın olmasıyla cinsiyet oranının eşitlenmesidir. Diğer bir olasılık da çocukların yakınları tarafından getirilmesi, erişkinlerin ise kendilerinin başvurması ve yakınmalarını dile getirmesidir.

Belirtiler

Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme sıklığındaki azalma aslında rahatsızlık belirtilerinde azalma olduğuna işaret eder. Sıklıkla belirtiler tamamen ortadan kalkmamıştır. Yine de iyi bilinen aşırı hareketlilik ve sonuçlarını düşünmeden yani dürtüsel davranışlarda bulunmanın zaman içerisinde azalma eğiliminde olduğu söylenebilir. Ancak bu azalma eğilimine rağmen erişkin DEHB olan bireylerde bir işe başlayamama, iş yerinde verimsizlik ve kötü zaman yönetimi, çok sayıda işe başlanmasına rağmen bir çoğunu bitirememe, bir toplantı boyunca oturamama, stresle baş edememe ve öfke atakları, aklına ilk geleni söyleme eğilimi, trafikte dikkat sorunları, evlilik ve sorumluluklarının idaresi ile ilgili yoğun sorunlar sıklıkla ortaya çıkar ya da sürer gider. Bu bozukluk yetişkinlerde ele alınırken çocukluk döneminden farklı olarak erişkin yaşamının karmaşıklığı gözetilmeli ve yaşla birlikte belirtilerdeki değişime önem gösterilmelidir. Çok konuşma, heyecan arayışı, bir anda birçok işi yapmaya çalışma, risk almaya çok meyilli olma, çok çabuk sıkılma gibi hiperaktivite özelliklerinin yaşla birlikte azalması beklense de bazı yetişkinlerde iş ve ilişki yaşamında sorun yaratacak ölçüde devam ettiği gözlenmektedir. Yetişkin DEHB’lilerin çoğu trafikte diğer yetişkinlere oranla dikkatsizlikten dolayı daha çok güçlük yaşamaktadır. Ayrıca eleştiriye tahammülsüzlük, başarısızlık karşısında çabuk hayal kırıklığına uğrama, çabuk sinirlenme ve duygulanımsal dalgalanmalar gibi bir takım duygusal belirtiler de eşlik edebilmektedir.

Tedavi
Erişkin dönemde neredeyse bir kural olan psikiyatrik eş tanı ve erişkin yaşamın karmaşıklığı çocuklardan farklı olarak erişkin DEHB tedavisinde daha kapsamlı tedavi yaklaşımlarını gerekli kılmaktadır. Biyolojik zemini olan DEHB için ilaç tedavileri bütüncül tedavi yaklaşımının temelini oluşturmaktadır. İlaçların erişkinde tıbbi ve ruhsal eş tanıları gözeterek planlanması gereklidir. Bundan sonra sıra sorun odaklı, yapılandırılmış bilişsel davranışçı psikoterapileri tedaviye eklemeye gelmektedir. Erişkin dönemde DEHB kişinin davranışları, duyguları, ilişkilerini ve kendisini nasıl değerlendirdiğini güçlü biçimde etkiler. Erişkin dönemde özsaygı ve utancın birincil belirleyicisi kişinin kendini çocukluk ve ergenlik döneminde nasıl değerlendirdiğidir. Erişkin DEHB vakaları çocukluk çağından beri başlamış olan ve etkili başa çıkma becerilerini engelleyen temel nöropsikiyatrik bozukluklara sahiptirler. Dikkatin çelinebilirliği, organize olamama, verilen görevleri sürdürme güçlüğü ve dürtüsellik gibi özgül belirtiler DEHB olan bireylerin etkili başa çıkma becerileri geliştirmelerini öğrenme ya da kullanmalarını önleyebilir. Etkili başa çıkma becerilerinin yokluğu nedeniyle bu bozukluğa sahip kişilerin çoğu yineleyen başarısızlıklar yaşamıştır ya da yenilgi olarak adlandırabilecekleri deneyimleri olmuştur. Bu başarısızlık öyküleri kişinin kendi hakkında olumsuz düşünceler geliştirmesine yol açabilir. Bunun yanı sıra üstlendikleri görevler konusunda da işlevsel olmayan düşünceler geliştirebilirler. Sonuç olarak ortaya çıkan bu olumsuz düşünce ve inançlar var olan kaçınma davranışları ya da çelinebilirliği arttırabilir. Bu düşünce ve inançların sonucu olarak kişiler görev ya da sorunla karşı karşıya kaldığında dikkatleri daha çok kayabilir. Ayrıca ek olarak depresyon, anksiyete, alkol/madde kullanımı, ve İnternet bağımlılığı gibi psikiyatrik sorunların varlığı da tanının atlanmasına ve tedavinin zorlaşmasına neden olan faktörler olarak karşımıza çıkabilir. Tedavide bu ek psikiyatrik rahatsızlıkların varlığı araştırılmalı, ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapi uygun hastalarda tercih edilmelidir.

Sonuç
Yaşam boyu devam eden dikkatsizlik, dürtüsellik ya da hiperaktivite yakınmaları olan tüm erişkinlerde DEHB tanısı akla gelmelidir. DEHB; yaşama, kişiler arası ilişkilere, okul ve iş dünyasına yansıyan olumsuz etkileri açısından toplumun ve sağlık hizmetlerinin önemli sorunlarından birisidir. DEHB ister çocukluk ister erişkinlik döneminde olsun sadece hastaları değil çevrelerini, ailelerini, ebeveynlerini de etkiler. Riskli sağlık davranışları açısından tehdit altında olan ergen ve genç erişkinlerde DEHB varlığında sigara ve madde kötüye kullanımı, yasal sorunlar, internet bağımlılığı, kötü akran ilişkileri, kendine güven kaybı, okul ve iş başarısında düşüklük ve psikiyatrik eş tanılar gözlenir. Erişkin dönemde neredeyse bir kural olan başka ruhsal bozuklukların eşlik etmesi, diğer bir deyişle psikiyatrik eş tanı varlığı ve erişkin yaşamının karmaşıklığı çocuklardan farklı olarak erişkin DEHB tedavisinde daha kapsamlı tedavi yaklaşımlarının uygulanmasını gerekli kılıyor. İster çocukluk çağında olsun isterse erişkinlik döneminde olsun DEHB hastaları ile ilgilenen uzman bir psikiyatrist tarafından takip ve tedavisi ileride ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesi açısından da çok önemlidir. Başvuran kişilere ayrıntılı bir psikiyatrik ve psikometrik inceleme sonucunda en uygun tedavi hizmetinin sunulması gerekir.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ercan Dalbudak

Etiketler
Psikiyatrist
Prof. Dr. Ercan Dalbudak
Prof. Dr. Ercan Dalbudak
Ankara - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube